Reset
x = independently organized TED event

Theme: Right Here, Right Now!

This event occurred on
May 12, 2017
2:00pm - 6:00pm +03
(UTC +3hrs)
Istanbul, İstanbul
Turkey

“It seems to me that I will always be happy in the place where I am not.”
Charles Baudelaire.

A long sigh…‘Oh Dear Baudelaire! You took the words right out of my mouth!’ Clearly these days, we all seem to be the avid followers of Baudelaire.
Happiness has gone somewhere else and we do not know how to go there. Have we lost our way? Or, did we even have a destination in mind? We have no clue and we keep asking the same question; “How do we get there?”, as in the story of the pilgrim.
Once upon a time, somewhere in Anatolia a pilgrim loses his way and comes across an old shepperd. “Hello, I think I lost my way, could you please tell me how I get to India?”. The Shepperd answers without hesitation; “From here!”.
The pilgrim gets a bit confused and tries to clarify; “No, I think you got me wrong, I want to go to India, how do I get there?” The shepperd repeats with the same wise tone; “From here!”
The answer from the shepperd addresses us all, the melancholic followers of Baudelaire. Yes, no matter where you want to go, the journey always starts where you are and at that moment. Because, every destination has a starting point and looking anywhere else will only delay your objective and sometimes make it even impossible. The starting point is always “Right Here, Right Now!”

TIM Show Center
TIM Show Center
Buyukdere Cad, Derbent Mevkii
Istanbul, İstanbul, 34457
Turkey
Event type:
Standard (What is this?)
See more ­T­E­Dx­Reset events

Speakers

Speakers may not be confirmed. Check event website for more information.

Cümbüş Cemaat

Cümbüş Cemaat, temel olarak anadolu ve onu çevreleyen coğarafyaların müziğinin yeniden üretimiyle ilgilenmektedir. Lokal müziğin günümüz imkanlarıyla yeniden icra edilip evrenselleşmesini hedeflemektedir. Çeşitli kaynaklarda etnik-füzyon müziği olarak isimlendirilen bu türde, halk müziklerinin otantik icrasının ele alınıp günümüz müzik formlarıyla çeşitlendirilmesi söz konusudur. Alan araştırmasına da dayalı olan bu anlayış hem Cümbüş Cemaat’e kültürel keşif heyecanı vermekte hem de kültürel arka planı anlayıp yeni müzik ve şarkı sözleri üretmek konusunda motivasyon sağlamaktadır. Halk müziklerinin sözü geçen kültürel arka planı Cümbüş Cemaat için öyküleme, dinleyici katılımı ve teatral bir sahneleme imkanı da vermektedir. Çoğunlukla ritmik ve eğlenceli parçalardan oluşan Cümbüş Cemaat repertuvarı uzun yıllardır, grubun pek çok düğün ve toplu eğlencede sahneye davet edilmesinde vesile olmuştur. The story of Cümbüş Cemaat goes back to 2005 when some friends realised that they enjoy more than the people who enjoy while they are playing. Since then many musicians have stopped by to join this fun with their instruments and slowly the blend turned into a band creat-ing its own unique musical taste. They work on traditional songs, melodies from many different countries and cultures and their moving point is to fuse the different backgrounds of the musicians. Their music is musician-based rather than form-based. Any ingredients or cooking methods are welcome in the kitchen and it is decided collectively which ones go into the pan. Cümbüş Cemaat have had over 500 concerts in clubs, festivals, universities, tv shows, social and special organisations since 2006. The fun still goes on.

Nohlab & Audiofil

Sanat Yönetimi, Deneyim Tasarımı ve Görseller / Ses Tasarımı & Müzik | Direction, Experience design and Visuals / Sound Design & Music Proje ses, ışık ve mimari gibi farklı disiplinler arası alışverişlerle, mekansal ve görsel deneyimi bilinen algıların ötesine taşımaktadır. Her disiplin birbirlerinin sınırlarını geçip, diğerinin içine karışarak kendini güçlendirmektedir. Böylelikle izleyiciye sesin ışığa, ışığın mekana, mekanın ise çok katmanlı bir yapıya dönüştüğü bir deneyim sunmaktadır. NOHlab’in yerleştirmesi, yalnız sesin görselleştirmesini kurgulamaz, aynı zamanda izleyicinin zaman ve mekan algısının farklı boyutlarını keşfetmesine ve gerçeklik algısının kırılmasına olanak tanır. This project relocates spatial and visual experience beyond the common perception by interdisciplinary interactions between sound, light and architecture. Every discipline makes itself stronger by going into the other’s boundaries and melting into one another. Therefore, it offers to the audience an experience in which the sound transforms into light, the light into a place, the place into a multi-layered construction. NOHlab’s installation does not only create a visualization of sound, but it also enables the audience to explore different dimensions of perception on time and space, thus breaks the sense of reality.

PAZ

PAZ, 2014 yılında Maslak’ta kurulmuştur. Kökleri Ankara’ya uzanır. Ankara ve İstanbul’da çeşitli yerlerde sahne almıştır. Kendi stüdyolarında kaydettikleri ilk albümlerinin çalışmaları sürmektedir. PAZ was formed in Maslak in 2014. They performed in various places in Ankara and Istanbul. The band is working on their first album, which they recorded in their studio. Anıl Dağ: Davul / Drums | Barış Çakmakçı: Gitar & Vokal / Guitars & Vocals | Baturalp Özcan: Gitar / Guitar | Erinç Odabaş: Bas Gitar / Bass Guitar | İpek Kahraman: Saksafon & Vokal / Saksafon & Vocals | Koray Taşcılar: Klavye / Keyboard

Ali Faramawy

Uluslararası bir teknoloji yöneticisi olan Ali Faramawy, kişisel hobisini, kariyerine dönüştürebilmiş şanslı kişilerden birisi. Ona göre, teknoloji sektöründe çalışmanın en büyük avantajı, kendilerinden bir çok şey öğrenebildiği, Dünya’nın çeşitli yerlerinden ve değişik kültürlerden son derece zeki insanlarla çalışma olanağı sağlaması. Girişimcilere mikro-krediler sağlayan bir organiazyonun ve Ortadoğu bölgesinin en iyi üniveristelerinden birinin yönetim kurulu üyeliğini yürüten Ali Faramawy, gençlik çalışmalarına öncelik veriyor. Kurucusu olduğu, gençlerin gelişim ve doğru yönlendirmelerle iş hayatına kazandırılması üzerine odaklanan sivil toplum örgütü aracılığı ile her yıl Mısır’da bir film festivali düzenliyor. Hayatını ‘kültürel çeşitlilik’ ve ‘potansiyel’ temaları etraında şekillendiren Ali Faramawy, 80 ülke, 3 kıta ve onlarca değişik milliyetten binlerce insanın çalıştığı bir organizasyonu yönetme deneyiminin üzerine, şimdi yeni rolü ile tüm gelişmekte olan pazarların sorumluluğunu üstleniyor. Ali is an international technology executive. He loves the fact that his profession is his personal hobby, and that he gets to meet and work with exceptionally smart people and learn from worldwide interactions and cultures. He is active in important youth empowerment endeavors; a board membership in an organization that provides micro-loans to startups and another in one of the region’s top Universities. He set up an NGO addressing youth development and organizes an annual film festival to support young talent in his home country. Diversity & potential are the two governing themes of his life. From running a region of 80 countries in three continents, to leading teams with tens of nationalities, to a new role that takes him to all emerging countries.

Ali Üstündağ

Ali Üstündağ is the curator of TEDxReset. / Ali Üstündağ TEDxReset'in küratörüdür.

Ali Rıza Ersoy

Siemens Türkiye’de, 30 yıldır; Sağlık, İnsan Kaynakları, IT Çözümleri ve Servisleri, Kurumsal Teknolojiler, Tedarik Zinciri Yönetimi, Şehirler ve Endüstri bölümleri Direktörlüğü ve “Siemens Business Solutions” şirketi Genel Müdürlüğü yaptı. Halen İcra Kurulu Üyesi ve Genel Müdür Yardımcısı. Koçarlı/Aydın 1957 doğumlu, Tarsus Amerikan Koleji, İstanbul Teknik Üniversitesi Elektronik ve Haberleşme Fakültesi ile Viyana Teknik Üniversitesi Uygulamalı Elektronik bölümü mezunu. 5 yıl aynı bölümde eşzamanlı asistanlık yaptı. He has held the position of Director of the departments of Healthcare, Human Resources, IT Solutions and Services, Corporate Technologies, Supply Chain Management, Cities and Industry within Siemens Turkey and, of General Manager of the company “Siemens Business Solutions”; during a period of 30 years. He currently holds the position of Executive Committee Member and Deputy General Manager. He was born in 1957, Koçarlı/Aydın, graduated from Tarsus American College, Faculty of Electronics and Communication, Istanbul Technical University and Department of Applied Electronics, Vienna University of Technology. He has worked at the same time as research assistant in the same department for 5 years.

Alp Sezginsoy

Türkiye’nin ilk ve tek on-demand uzmanlık platformu Expertera’nın kurucusu. Kariyerine seyyah olarak başladı, uluslararası borsalarda trader olarak devam etti. Fransa’da master’ını tamamladıktan sonra yıllarca yurtdışında kaldı. Dünyanın ilk offshore araştıma şirketine girerek Hindistan, Romanya, Şili gibi ülkelerde önde gelen yatırım banka ve kurumları için danışman olarak çalıştı, global araştırma merkezleri kurdu. Kaynakların paylaşılarak kullanıldığı on-demand ekonomi ile ilk kez 2011 yılında Deutsche Bank adına AirBnb’yi araştırırken tanıştı. App ve on-demand devriminin bilgi, uzmanlık ve çalışma biçimleri üzerinde yapacağı etkiyi öngörerek 2012 yılında Beşiktaş’taki evinin odasında kuzeniyle birlikte Expertera’yı kurdu. He is the founder of Expertera, Turkey’s first and only on-demand expertise platform. He started his career as a traveler and continued as an options trader in international markets. After receiving his master’s degree in France, he lived abroad for years. Landing a job in the world’s first knowledge outsourcing company, he worked as a consultant for leading investment banks and institutions in countries like India, Romania, and Chile, and set up global research centers. He was introduced to the concept of the collaborative on-demand economy in 2011, during a study he was conducting on AirBnB, commissioned by Deutsche Bank. Anticipating the potential impact of app and the on-demand revolution on information, expertise and business, he established Expertera in 2012 with his cousin, using a room in his flat in Beşiktaş as an office.

Atila Uras

TED Ankara Koleji ve ODTÜ İnşaat Mühendisliği mezunu. Yüksek lisansını Kıyı Alanları Yönetimi üzerine yaptı. Üç yıl yat limanları ve deniz/kıyı yapıları üzerine mühendislik yaptıktan sonra kendisini sivil toplum kuruluşlarında çalışırken buldu. Doğal Hayatı Koruma Derneği’nde deniz ve kıyı projeleri sorumlusu olarak Çıralı ve Belek Kıyı Alanları Yönetim Projesi ekibinde yer aldı. Çıralı çalışmaları ile UN HABITAT Dubai ödülünün alınmasına katkı sağladı. Roma’da WWF Mediterranean Programme’da Dalmaçya, Tunus ve Türkiye kıyılarında deniz ve kıyı koruma projelerinin koordinatörlüğünü yaptı. WWF Türkiye’nin Çevre Koruma Müdürü olarak çalıştı. 2012-2015 yılları arasında Atina’da BM Çevre Programı Akdeniz Eylem Planı ofisinde Program Sorumlusu olarak çalıştı. 2015 Ağustos ayından beri Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Türkiye ofisinde temsilci yardımcısı olarak görev yapıyor. Studied Civil Engineering at the Middle East Technical University (METU), where he was specialized in coastal engineering and coastal zone management. After working in the private sector for a couple of years, he has moved to NGO world in 1999. He worked as Marine Programme Officer in the Turkish Society for the Protection of Nature (DHKD), as Marine Projects Coordinator in the World Wide Fund for Nature (WWF) Mediterranean Programme Office (based in Rome-Italy), and as the Conservation Director in WWF Turkey. He worked as Programme Officer in UNEP Mediterranean Action Plan Secretariat in Athens, Greece. Since August 2015, he is the Assistant Resident Representative at UNDP Turkey.

Barış Sarıalioğlu

1981 Ankara doğumlu olan Barış Sarıalioğlu, TED Ankara Koleji’nden mezun olduktan sonra lisans eğitimini ODTÜ Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Bölümü’nde, yüksek lisans eğitimlerinin ilkini ODTÜ Bilgisayar Mühendisliği Bölümü’nde ikincisini Sabancı Üniversitesi ve MIT Sloan School of Management Yönetim Bilimleri Bölümleri’nde tamamladı. Halen yönetim bilimleri alanında doktora çalışmalarını SMC (Swiss Management Center) University’de sürdürmektedir. Deneyimlerini 2013 ve 2015 yıllarında yazdığı yazılım kalitesi alanındaki 2 kitapla taçlandırmış ve bu alanda Amazon’da kitabı yayımlanan ilk Türk yazar olmayı başarmıştır. 2013 yılından beri UXservices firmasında yönetici ortak olarak görev alan Sarıalioğlu, uzun yıllar TED Kolejliler Spor Kulübü’nde basketbol oynamıştır. 2011 yılından beri Trabzonspor Kulübü kongre üyesidir. Barış Sarıalioğlu was born in Ankara in 1981. After graduating from TED Ankara College, he received his undergraduate degree in Electrical and Electronics Engineering Department of METU, the first one of his graduate studies in METU Computer Engineering Department and the second one in Sabancı University and MIT Sloan School of Management, Management Sciences Departments. Currently he is continuing his doctoral studies in Management Sciences at SMC (Swiss Management Center) University. He culminated his experiences with two books on software quality written in 2013 and 2015, and he became the first Turkish author to publish software testing books on Amazon. Sarıalioğlu has been working as a managing partner in UXservices since 2013 and has played basketball in TED Kolejliler Sports Club for many years. He also has been a congress member for Trabzonspor since 2011.

Can Kazaz

Bağımsız olarak çıkardığı iki uzunçalar albüm, iki kısaçalar albüm, iki de tekliyi Türkiye’nin en önemli mekanları ve festivallerinde icra ettikten sonra Can Kazaz, kendi jenerasyonunun en dikkat çeken şarkıcı/şarkı yazarlarından biri olduğunu ispatladı. Kırsaldan kente, aydınlıktan karanlığa, derinlikli duyguları çok çeşitli armosferlerde samimiyetle bizlere aktardı. Çoğunlukla akustik enstrümanların eşlik ettiği yumuşak sesi ve kendine has düzenleme teknikleriyle ön plana çıkan Can Kazaz, kendi müziğini ‘alternatif pop’ olarak tanımlasa da; müziğinde halk müziği, Türk Sanat Müziği, funk, rock ve hatta avant-garde müzik türlerinden izlere rastlamak mümkün. After independently releasing 2 LPs, 2 EPs, 2 singles and performing them in the most important venues&festivals of Turkey, Can Kazaz has proved himself as being one of the most significant singer-songwriters of his generation. From pastorale to urban, bright to dark, he pours out deep emotions in various atmospheres in his songs sincerely. His smooth voice accompanied by mostly acoustical instruments and iconic musical arrangement technique can be recognized immediately. Since Can Kazaz defines his music as alternative pop, it’s possible to find folk music, Turkish art music, funk, rock and even avant-garde elements in his songs.

Can Jarna Öztürk

UC Berkeley ve UBC’de iletişim, sanat ve antropoloji eğitimleri aldı. Markalara konseptler geliştirdi, projeler yarattı,hayata geçirdi. Ve bundan ta 12 sene once, herşeyi bıraktı, gitti… Dünyayı dolaşmaya başladı. Yerel kültürlere olan tutkusu onu Afrika’ya, Latin Amerika’ya, Uzak Doğu’ya götürdü. Hep tek başına gezdi, kabilelerde yasadı, küçük köylerde kaldı, dünyanın pek çok yerinden türlü dostlar edindi. Ama yüreğindeki “yerellikle küresellik arasındaki araf” hiçbir zaman azalmadı. Bu araf, seyehatler sırasında kültürle ve tasarımla birleşti; “OJARNA-TRIBAL TALES” projesine hayat verdi. After finishing her studies in International Relations in Ankara, she studied Communications at UC Berkeley and Art & Anthropology at UBC. She worked relentlessly for many years on creating unique entertainment projects and managing and creating brands and concepts. In 2005, she packed up and left her home country to travel the world. Her passion and fascination in local cultures led her to Africa, Latin America and the Far East. Traveling solo, she lived among indiginous tribes along with a growing network of friends from a wide variety of diverse cultures. But regardless of all that she has experienced, deep in her heart, the duality of the local and global never disappeared. During her travels, this apparent dichotomy merged harmoniously through culture and design, leading her to create her passion project: OJARNA-TRIBAL TALES.

Caner Eler

1980’de Mersin’de doğdu. İstanbul’da Saint-Benoit Fransız Lisesi mezunu oldu. Mühendisliğe merak saldı. Ama 2006’dan beri Eurosport Türkiye’de spiker. NTV Spor ve D-Smart’ta spiker-yorumcu olarak çalıştı. Radikal, Four Four Two, GQ gibi mecralarda yazarlık yaptı. Socrates Dergi’nin Genel Yayın Yönetmeni. Aynı zamanda beIN Sports’ta basketbol yorumluyor. Born in 1980, Mersin. Graduated from Lycee Saint-Benoit. Tried to be Mechanical Engineer but he’s commentator for Eurosport Turkey since 2006. He worked as commentator-color commentator for NTV Spor and D-Smart. He wrote articles for Radikal newspaper, Four Four Two Mag and GQ Mag. He’s working as the Editor-in-Chief of SOCRATES sports mag. Also he’s working as a basketball color commentator for beIN Sports Turkey

Charles Hazlewood

2 defa TED konuşmacısı olan İngiltere kökenli Charles Hazlewood uluslararsı platformlarda orchestra şefliği yapmaktadır. Dünyanın en ünlü orkestralarıyla, klasik repertuarların şefliğini yapmış olmanın yanısıra vizyoner misyonu ile bu deneyimlerini, yeni kitlelere ulaştırarak dünyayı daha iyi bir yer haline getirme arzusu ile çalışıyor. Hazlewood sadece şimdiye kadar başardıkları ile değil, nasıl başardığı ile de hep gündemde oldu. Orkestra şefini bir diktatör olmaktan uzak, ilham veren bir lider modeli olarak konumlayarak, iş, spor, sanat, eğitim, ilaç sektörlerinin ihtiyaçlarına hitap eden yaratıcı liderlik eğitimleri geliştirdi. İngiliz medyası tarafından ilgiyle takip edilen Hazlewood, interaktif performaslarla seyiriciyi de orkestraya dahil eden bir orkestra şefidir. Two times TED speaker, Charles Hazlewood is a British conductor of international acclaim. He has conducted some of the greatest classical repertoire with some of the best orchestras in the world. But Hazlewood is more than a conductor, he is a visionary with a mission to bring the ever modern joy of orchestral music to a new audience and in doing so, change lives and communities for the better. Hazlewood is not only well known for what he has achieved, but how he achieved it. Eschewing the model of conductor as dictator; he has evolved a creative leadership style that has won the hearts and minds of many in the world of arts, business, education, sports, medicine and industry. Hazlewood guest-conducts orchestras around the world and is a familiar figure on British TV and radio.

Darüşşafaka Robot Kulübü Sultans of Türkiye üyeleri

Darüşşafaka robot kulübü “Sultans of Türkiye” 2008 yılında okulumuz mezunu Fikret Yüksel’in kızı Susan Burchard ve eşi Gary Burchard desteği ile kurulmuştur. 2008 yılından beri amacı gençleri geleceğin bilim ve teknoloji liderleri haline getirmek olan FIRST vakfının ABD’de organize ettiği FRC (FIRST Robotics Competition) yarışmasına katılıyoruz. Türkiye’de kurulan ve varlığını hala sürdüren ilk robot takımıyız. Takımımız 19 öğrenci ve 6 koçtan oluşmakta. Türkiye’de resmi olarak bir FRC yarışması düzenlenmediğinden 2 yıldır Fikret Yüksel Vakfı tarafından düzenlenen sezon dışı etkinliklerine takım olarak katkıda bulunuyoruz. 2009 yılından itibaren ‘Jüri Özel Ödülü’, ‘Görsellik Ödülü’, ‘Takım Ruhu Ödülü’, ‘İlham Verici Mühendislik Ödülü’, 3 kere ‘Chairman’s (Şampiyonluk) Ödülü’ ve dünya finallerinde de ‘Takım Ruhu Ödülü’nü kazandık. Darüşşafaka robotics club “Sultans of Turkiye” was established in 2008 with the contributions of our alumni’s daughter Susan Burchard and her husband Gary Burchard. Since 2008 we are participating a competition in USA FRC (FIRST Robotics Competition) organized by an organization called FIRST which aimed raise the youth as science and technology leaders. We are the first Turkish FRC team. Our team consists of 19 students and 6 mentors. There is no official FRC event in Turkey, we are assisting Fikret Yuksel Foundation to organize off-season events for 2 years. Since 2009 we won ‘Judges Award’, ‘Imagery Award’, ‘Team Spirit Award’, ‘Engineering Inspiration Award’, ‘Chairman’s Award’ for 3 times and in the championship ‘Team Spirit Award’.

Doğan Taşkent

1993 yılında ETH Zürich Elektrik Mühendisliği Fakültesi’nden mezun olmasının ardından, MIT’de araştırma ve Polytechnic Institue of New York Üniversitesi’nde Elektrofizik ve Teknoloji MBA konularında Yüksek Lisans dereceleri alarak mezun oldu. 1998-2005 yıllarında Lucent Technologies Bell Laboratories’de Fiberoptik Ağ Sistemleri Grubunda Ar-Ge mühendisi, yönetici ve uzman eğitimci olarak görev aldı. Bu süre zarfında dünyada birçok telekom şirketinin değişik kıtalardaki fiberoptik ağ altyapılarının hayata geçmesinde değişik görevler üstlendi. 2006 senesinden bu yana Arkan & Ergin Kurumsal Finansman bünyesinde Türkiye’de girişimcilik eko sisteminin geliştirilmesi ve teknoloji transferi ortamının yaratılması üzerine danışmanlık vermektedir. After graduating from ETH Zürich with a degree in Electrical Engineering in 1993, Mr. Taskent joined MIT for research and Polytechnic Institute of New York University for the Electrophysics and Technology MBA degreees. During 1998-2005, he worked as a R&D engineer, expert consultant and instructor at Lucent Technologies Bell Laboratories. During that timeframe he lead major fiberoptic transmission system deployments. Since 2006, as Partner of Arkan & Ergin Corporate Finance, he has been working development of Turkish startup ecosystem and the technology transfer environment.

Doğu Demirkol

İstanbul Üniversitesi’nde Bilgisayar Mühendisliği okudum, hatta yüksek bile yaptım. (Gerçi daha tezi vermedim ama çakırmayın...) Geçenlerde, bir aile büyüğüm, “Gül gibi mesleğin varken neden bu tür antin kuntin işler peşinde koşuyorsun?” dedi. Şöyle bir cevap uydurdum; “4 yıl (1,5 yıl uzadı da çaktırmayın...) bilgisayar mühendisliği okudum ama komedi üzerine çalışmam, kafa yormam, mesai ayırıp düşünmem kendimi bildim bileli sürüp gitmekte. Hem öyle okuldan çıktım, bitti gitti de yok. Yolda yürürken, gece yatarken, birilerinin hararetle anlattığı şeyleri dinlermiş gibi yaparken vs. günümün büyük bir dilimi bunu düşünmekle geçiyo” dedim, “Sen gene de başvur başvur bi yerlere, bak yaşın oldu 30...” dedi. “Güzel abim beni bin kişi yuhladı da vazgeçmedim. Senin düşünceli ses tonun mu, Amerika’da yüksek lisans yapan oğluna gelen cazip teklifler mi aklımı çelecek? Zira ona gelmiş, bana diil...” demedim, diyemedim... Büyüklere laf anlatmak çok zor. Saygılar... I studied computer engineering at Istanbul University and I even did my master’s degree. (Though I haven’t given the thesis, but it’s OK) Some relatives said; “Why are you looking for such useless bubbles even though you have such a good job?” I figured out an answer like; “I studied computer engineering for 4 years (It is actually over 1.5 years delayed, but it’s OK) but I have been keeping on studying comedy, thinking about it, taking time on it for all my life and also, while I am walking on the road, laying at night, listening to things that some of them are telling fervently, a big slice of my day goes by thinking about comedy.” and he said “Listen to me, apply for some reasonable jobs due to your being 30...” and I stopped. It’s hard to be accepted by a grown up... Best regards...

Ebru Baybara Demir

2000 yılında Mardin’in ilk turistik işletmesi olan Mardin Cercis Murat Konağı’nı restore ettirerek restoran haline getirdi. Restorandaki kadın istihdamına öncelik vererek çalışanlarının çoğunu kadınlardan seçti. 2000 yılından beri 200’den fazla kadının iş ve meslek sahibi olmasını sağladı. 2015 yılında Mardin Cercis Murat Konağı’nda çalışan kadınlara yeni bir gelir modeli yaratma ihtiyacı doğdu ve 5 kadın aşçısı ile Hayatım Yenibahar Projesi’ni hayata geçirdi. Beş kişi olarak başladıkları bu girişimde çalışan kadın sayısı kısa süre içinde 21’e ulaştı. 2016 yılının Ağustos ayında BM UNHCR’nin desteği ve Harran Kaymakamlığı işbirliği ile Urfa’nın Harran ilçesinde Harranlı kadınlar ve Suriyeli mülteci kadınlardan oluşan 83 kadın ile “Amazon Kraliçeleri Projesi”ni hayata geçirdi. She founded Cercis Murat Konagi Restaurant, Hayatim Yenibahar, and Amazon Kraliceleri initiatives which created jobs for more than 200 women in need. Ebru moved to Mardin, her hometown, in 1999 and started the Cercis Murat Konagi Restaurant. When tourism stopped in Mardin in 2015, due to local struggles and economic crises, Ebru had to provide a new way of income for the women she employed in Cercis Murat Konagi. She started a new social enterprise with her 5 chefs: Hayatim Yenibahar. When it started in October 2015, Hayatim Yenibahar social enterprise gave jobs to 5 local women. That number reached 21 women in a short period of time. Hayatim Yenibahar Project went beyond the borders of Mardin and became a success story for the whole region. In August 2016, with UNHCR support and Harran District Governorship partnership, Ebru led the Amazon Kraliceleri Social Enterprise Project. As a part of this project, she gave culinary lessons to 160 local and Syrian refugee women and men.

Emre Alettin Keskin "Evrensel Kâmil"

Kimlikteki adı Emre Alettin KESKİN olarak geçmesine rağmen çocukluğundan ve Kozmos’tan Evrensel’i. Yetişkinliğinden ve dostlarından Kamil’i aldı. Evrensel Kamil oldu. Uşak’tan başlayarak Eskişehir, Van’da birer kere, İstanbul’da iki kere doğdu. Düğün ve kafe şarkıcılığı, pidecide getir götürcülük, amatör güreşçilik, boncuk tasarımı, geçici dövmecilik, boya badana işleri yaptı. Son on yıldır Görsel Sanatlar ve Grafik Tasarım alanında üretici ve eğitimci. “Hayal Gücü Merkezi” ve “Eğitimde Diğerleri” yapılarının kurucularından. Halen tanıştığı insanlarla “rastlantılarını disipline ediyor”. Although he was named as Emre Alettin KESKİN, he took the name ‘Evrensel’ from his childhood and Kozmos. Also during adulthood his friends gave him the name ‘Kamil’. Afterwards he’s called ‘Evrensel Kamil’. He was born in Uşak, Eskişehir and Van one time in each but in İstanbul he was born twice. He worked as a wedding singer, and as a singer he worked in cafes. He run an errand at a pita restaurant. He was an amateur wrestler, he did bead designs, he made temporary tattoos, and he did paint and white wash. He’s one of the founders of the organisations called “Hayal Gücü Merkezi” and “Eğitimde Diğerleri”. He’s still disciplining coincidences with the people he meets.

Ercan Altuğ Yılmaz

Matematik Mühendisi olan Altuğ, Netron, BilgeAdam, Turkcell, Yum Brands’de dijital eğitim kanalları yönetiminde çalışmış ve 10 yılı aşkın tecrübesiyle bir çok ödüllü oyun tabanlı ve oyunlaştırılmış projeleri hayata geçirmiştir. Abaküs yayıncılıktan 2015’te yayınlanan ilk Türkçe oyunlaştırma kitabı olan “Herkes için Oyunlaştırma” kitabının yazarıdır. Türkiye Oyun Tasarımcıları,Geliştirileri, Yapım ve Yayımcıları Derneği Oyunder İcra Kurulu üyesidir. Dünyadaki seçkin oyunlaştırma uzmanlarının yer aldığı GamFed Uluslararası Oyunlaştırma Federasyonu’nun Türkiye temsilcisidir. Her yıl İspanya’nın Madrid kentinde düzenlenen dünyanın oyunlaştırma odaklı tek konferansı olan Gamification World Congress - Dünya Oyunlaştırma Konferansı’nda 2016 yılında sunum yapan ilk ve tek Türk’tür. After graduate from Mathematical Engineering he worked for Netron and BilgeAdam as a Trainer. He was responsible for Turkcell Educational platforms more than 5 years at Turkcell Academy. He is the author of first Turkish gamification book: ‘Herkes için Oyunlaştırma’ and Gamification Federation GamFED’s Turkey representer. He is blogging about gamification at his blog: www.oyunlastirma.co. He is one and only Turkish person got invite and gave speech at Gamification World Congress GWC16 at Madrid, Spain. He is doing lecturing at Bahçeşehir University and doing gamification consultancy for companies.

Gökhan Yıldırım

Öğretmenlik ve basketbol antrenörlüğü yapan Yıldırım, Diyarbakır’da pek çok çocuğu basketbolla tanıştırmış, imkansızlıklara rağmen hedeflere erişilebileceğini göstermiş, basketbolu ve sporu seven bireyler haline getirmeye çalışmıştır. Çalıştırdığı yetenekli çocukların basketbol bursuyla özel kolejlerde ücretsiz okumalarına vesile olmuştur. 1. lig takımlarının alt yapısına transfer olan sporcuları yanı sıra, ABD NCAA kamplarına üst üste üç sene ABD’ye gitmiş kendiside bu kamplarda davet edilip görev almıştır. Çalıştırdığı takımlar önce Diyarbakır, sonra bölge ve Türkiye çapında başarılar elde etmiştir. As a teacher and a basketball coach, Yıldırım introduced basketball to many children in Diyarbakır, proving to them that goals can be reached in spite of adversities, and in an effort to spark a love for basketball and sports in general. He enabled talented children to study at private colleges through basketball scholarships. Some of his trainees went on to join youth setups of first league teams, and to US NCAA camps for three years in a row, where was also invited to participate. His teams went on to achieve success, first in Diyarbakır, followed by regional and national accomplishments.

Halit Soysal

Üniversite hayatı, olan bitene dair bütüncül bir bakış açısı için bir yöntem arayışına dönüşünce üniversite ile ilişkisini hiç bitirmeme kararı aldı. Fizik, etkileşim tasarımı, sinema, medya, pazarlama iletişimi ve etkin yönetim alanlarına bulaştı, yeri geldi kayıt oldu, yeri geldi yarım bıraktı. Akademik dereceler de aldı, bu alanlarda üniversite ve özel kurumlar bünyesinde programlar hazırlayıp eğitimci olarak da yer aldı. Büyüdü, işsiz kaldı, aç kaldı, para kazanması gerekti, profesyonel oldu. Tasarımcı, yapımcı ve yönetmen olarak ulusal ve uluslararası ödüllü ürünler verdi. 1999 senesinde sinema kolektifi “Odunsal Film”, 2012’de interaktif tasarım-iş ekibi “Perception Benders” ve 2013’te giyilebilir elektronik startup’ı “paó”yu kurdu. Though he spent his childhood planning his future career, with every year passing his curiosity got the better of him. As his higher education years slowly turned into a search for a perspective encompassing life and nature of things, he decided never to cease his relationship with the academia. He got involved in various fields such as physics, interaction design, film making, media, marketing and business management; enrolling in, dropping off programs and sometimes actually graduating. He also took part in university as a professor designing curriculums and teaching too. Growing up, he became a professional in a number of fields, creating internationally award winning products as a designer, director and executive producer. Founded; “Odunsal Film” cinema collective in 1999, interactive design-business crew “Perception Benders” in 2012 and wearable tech. company “paó” in 2013, an internationally award winning tech startup.

Hediye Güven

Müzik hayatına doğup büyüdüğü Melbourne’da başlayan Hediye Güven’in yolculuğu öğrenim gördüğü ODTÜ’de Yıldız İbrahimova’dan aldığı şan dersleri ve caz atölye çalışmaları ile devam etti. Mezuniyetinin ardından Avustralya’ya dönüp, Northern Melbourne Institute of TAFE’de performans sanatları - pop ve caz vokal eğitimi aldı. Melbourne’un çeşitli yerlerinde gerçekleştirdiği sahne ve stüdyo çalışmalarının ardından sihirli olduğuna inandığı İstanbul’a dönüp biriktirdiği hikayelerini “Yengeç” ile dinleyenlerine sundu. Hediye Güven’in pop jazz / alternatif pop olarak tanımlanabilecek tarzı müzik dünyasına yeni bir soluk kazandırdı. Yayınlandığı tarihte D&R en çok satanlar pop jazz listesine 7 numaradan giriş yaparak 10 hafta boyunca bir numarada kalan “Yengeç” isimli ilk albümünde yer alan şarkıların lirik sözleri ve etkileyici tınıları, eğlenceyi ve hüznü bir arada barındırıyor. Edebiyattan beslenen sözler, jazz geleneğinden ilham alan notalarla sanatçı, kendine özgü sound’unu yaratıyor. Born in Australia as the daughter of a Turkish folk music performer, Hediye Guven, with her enchanting masculine voice, was exposed to the practice of musical expression at very early ages which later paved the way to her studies in performing arts in Pop and Jazz vocal both in Turkey and Australia. Developing her song writing skills, she performed her catchy tunes in bands, one of which was Playground, chosen to be best band Turkey in 2002, Roxy Music Days. Later pursuing a solo carrier, she has been successfully performing in various venues with her band. Her debut Album ”Yengec” (December 2012) which is considered to be a great album of timeless quality by most music critics, consists of songs of poetic lyrics and powerful melodies and are described by the artist as, “jazzy dreamings in pop locations under lyrical weather”.

İlhan Koçulu

İlhan Koçulu, uzak geçmişinde çobanlık yaparak geçinen, son yüz elli yıldır da peynir üreten, kökleri Kafkasya’ya uzanan, Zavotlu (Boğatepe Köyü/Kars) bir aileye mensup dördüncü kuşak bir peynir ustasıdır. Doğal kaynakları ve onların sürdürülebilir kullanımını düşünen, savunan ve zamanının neredeyse tamamını bu anlayışın yayılması için yaptığı çalışmalara adayan bir aktivisttir. Geleneksel üretim bilgi ve biçimleri, kolektif hafıza, somut olmayan kültürel miras, sözlü tarih çalışmaları, biyolojik ve kültürel çeşitliliğin devam ettirilmesi ve gelecek kuşaklara aktarılması gibi konular İlhan Koçulu’nun çalışmalarına ilham olmaya devam etmektedir. İlhan Koçulu is a fourth-generation cheesemaker and a member of a Zavotlu (Boğatepe Village / Kars) family originally hailing from the Caucasus regions, which has been engaged in cheese making for the past 150 years, and in shepherding before that. İlhan Koçulu’s work continues to draw inspiration from a variety of topics such as traditional knowledge and methods of production, collective memory, intangible cultural heritage, oral history studies, and sustained biological and cultural diversity for the benefit of future generations.

İnci Kadribegiç

Karanliktan bilim yoluyla çıkacağımıza inanarak adımlarını atarken enerjisini jelibonlardan, güç ve cesaretini ise Anitkabir’de Atatürk’e vermiş olduğu sözden alır. Kurucusunun 2012 Nobel Fizyoloji/Tıp Odüllü Shinya Yamanka’nin olduğu iPS Araştırma ve Uygulamaları (CiRA), Kyoto Üniversitesi’nin 2016 yaz staj programına başvurdu ve yüzlerce başvuru arasından tam bursla kabul edilenlerden biri oldu. Hep birlikte yalnızca aklın yolu ve bilimin ışığında hareket edersek dünyada görmek istediğimiz değişiklikleri getirebileceğimize inanıyor. While she takes her steps believing that it is science that will lead us through the darkness she gets her energy from jelly beans, power and courage from the promise she made to Atatürk in Anıtkabir. In 2016, she applied for the summer internship program at the center for iPS Research and Application (CiRA) - Kyoto University, which was founded in 2012 by Physiology/Medicine Nobel Laureate Shinya Yamanaka, and she got into the top out of the hundreds of applicants globally with a full scholarship. She believes that only if we act as one man in consideration of the science and path of mind we can bring the change we want to see in the world.

Mert Fırat

Mert Fırat, 1981 Ankara doğumludur. Liseyi bitirdikten sonra İsveç’te Radyo Televizyon eğitimi gören Fırat, daha sonra Ankara’ya dönüp Ankara Üniversitesi D.T.C.F Tiyatro Bölümü’nde Oyunculuk eğitimi almıştır. 2005 yılından itibaren birçok sinema, tiyatro ve tv projesinde görev alan Fırat’ınilk senaryosu; İlksen Başarır’la birlikte yazdığı ve başrolünü oynadığı “BAŞKA DİLDE AŞK” filmi olmuştur. Bu filmi yine senaryosuna imza attığı “ATLIKARINCA” filmi takip etmiştir. Öğrencilik yıllarından itibaren aralıksız her yıl Tiyatro sahnelerinde olan, MODA SAHNESİ, Bursa SANATMAHAL ve DASDAS’ın kurucularından Mert Fırat, halen MODA SAHNESİ’nde, “BÜTÜN ÇILGINLAR SEVER BENİ”ve “EN KISA GECENİN RÜYASI”, DASDAS’ta “JOSEPH K.” oyunları ile seyirci karşısına çıkmaya devam etmektedir. Mert Fırat was born in Ankara in 1981. After graduating from high school, he went to Sweden to receive training in radio and television. Later he moved back to Ankara and earned a Bachelor’s degree in Theater from Ankara University Faculty of Language, History and Geography. He has starred in a series of television programs and movies since 2005. He also played the lead role in the film “Love in Another Language”, the script of which was written by Fırat himself along with the director İlksen Başarır. Fırat also wrote the script for the film titled “Atlıkarınca” (Merry-go-round). Fırat, who has been involved in theater for many years performing on various stages is also one of the founders of Bursa SANATMAHAL, MODA STAGE and DASDAS, still performs in striking shows titled “Bütün Çılgınlar Sever Beni” (All the Crazy People Love Me), “En Kısa Gecenin Rüyası” (A Midsummer Night’s Dream) on the Moda Stage and “Joseph K.” on the DasDas in Istanbul Ataşehir.

Merve Akdağ Öner

Şu ana dek 5 şehirde yaşamış olan Merve Akdağ Öner’in coğrafya ve kültürel çeşitlilik gözlemleri onu biçimlendirir. Yaşamı sistematik anlama çabası, daha çok insan tanıdıkça deneyselliğe doğru evrilir. İTÜ Mimarlık Bölümünden mezun olduktan sonra SANALarc ve Cengiz Bektaş Mimarlık İşliği gibi nitelikli ofislerde çalışır. Mimarlık ve tasarım üretimlerini disiplinlerarası bir ortamda mayalandırmak, günümüzün karmaşık yapısına uygun, insancıl ve sade tasarımlar geliştirmek üzerine bir yol izler. Kentsel alanlarla ilişkilenen disiplinlerarası üretimler amacıyla Şehrine Ses Ver sosyal tasarım girişimini kurar. Having lived at 5 cities, Merve Akdag Oner is structured around geography and cultural diversity observations. Her systematic intelligance effort about living, evolves into experimental studies. After Bachelors of Architecture degree from Istanbul Technical University, she worked at qualified offices as SANALarc and Cengiz Bektas Office. Leaven the design and architecture productions through interdisciplinary surroundings, minimal&humane designs in a complex environment, sets the directions of her route.

Merve Çirişoğlu Çotur

Lisansını Boğaziçi Üniversitesi Matematik Öğretmenliği bölümünde, yüksek lisansını University of the Arts London Animasyon bölümünde birincilikle tamamladı. Savaş mağduru bir çocuğu anlattığı “The Box” animasyon filmi uluslararası arenada ses getirdi. 4 ayda 45 festivalde seyirciyle buluşmaya hak kazandı, 19 festivalde finalist oldu ve 10 festivalde “En İyi Animasyon” ödülünü aldı. Öğrencilik yıllarında tasarlayıp koordine ettiği Kitap Ayracı Projesi, Türkiye’nin 70 şehrinde on binlerce kişiye ulaştı ve çalışmalar sonucu elde edilen gelir ile bir yetimhane ve bir okul inşa ettirdi. 2014’te yetim çocuklar için İyilikhane Yetimlerle Dayanışma Derneği’ni kurdu ve halen başkanlığını yürütüyor. Londra’da animasyon ve illüstrasyon üzerine kurduğu şirketinde çalışmalarını sürdürüyor. She received her BA in Mathematics Education at Bogazici University and MA in Animation at University of the Arts London with the highest grade. Her animated movie about the story of a war child, “The Box”, was officially selected to come together with thousands of spectators in 45 international festivals in 4 months, became a finalist at 19 of them and received 10 “Best Animation” awards. The Bookmark Project, which she designed and coordinated during her student years, made tens of thousands of people in 70 cities of Turkey take action for orphans and needy kids, and managed to raise funding to build an orphanage and a school. In 2014 she founded Iyilikhane Association for Solidarity with Orphans and is currently holding the presidency of the organisation. She continues her animation and illustration productions in her own company based in London.

Merve Purde

İstanbul Üniversitesi Devlet konservatuarında yarı zamanlı bale eğitiminin ardından dansı hiç bırakmadı. Hayat boyu dokunma, üretme ve hareket etme arzusu da hep burdan geldi. Koç Üniversitesi’nde ekonomi bölümünü bitirdikten sonra, kurumsal şirketlerde pazarlama ve reklam sektörlerinde çalışırken bir gün hayatta yapmak istediği işin bu olmadığına karar verdi, yüksek lisans için İtalya’ya Politecnico di Milano’da tasarım ve strateji okumaya gitti. Tasarım odaklı düşünce ile ürün ve servis sistemleri oluşturma üzerine çalıştı. İtalya’nın mutlu ve sakin hayatından nasibini alıp çalıştığı kurumsal dünyadan koparak baba mesleği olan gıdaya merak sardı, yediğini içtiğini sorgulamaya başladı ve toprağa dokunup üretmeye karar verdi. Marka dünyasındaki geçmiş bilgilerini kendi işinde birleştirerek ortaklarıyla birlikte Pina Zeytinyağı markasını kurdu. She has never stopped dancing after half-time ballet education at Istanbul University State Conservatory. The desire to touch, produce and move for life has always come from that passion. After studying economics at Koç University, she started to work in marketing and advertising industries at corporate companies. One day, she realized that this is not the way she wants to live anymore. She moved to Italy for studying master in design and strategy at Politecnico di Milano and worked on products and service systems with design thinking method. After experiencing the happy and calm life of Italy, she decided to broke away from the corporate world and became curious about food industry which also comes from her father’s profession. That decision opened a window to question the food she had eaten and decided to produce it by touching the soil. Then she decided to combine the past knowledge of the brand world with her own business and founded Pina Olive Oil brand with her other partners.

Metin Solmaz

1969’da Konya’da doğdu, Ankara’da büyüdü. İstanbul, Fethiye, Lapta, Lefkoşa ve Bodrum / Yahşi Yalı’da yaşadı. Garsonluk, DJ’lik, tezgahtarlık, bavul ticareti, barmenlik, elektrik teknisyenliği, editörlük ve gazetecilik yaptı.1985-1995 arasında kesintilerle de olsa uyku tulumunda yaşadı. 1990’larda Radyo Arkadaş’ın, Çalıntı, Express, Müzük ve Express dergilerinin kuruluşunda hazır bulundu. Yazılı basında ve muhtelif İnternet sitelerine yazıyor. Siberalem.com, Idefix.com, Overteam Yayınları ve Ağaçkakan Yayınları kurucularındandır. Kurucu ortağı olduğu içerik ve reklam ajansı Overteam Ltd. ile geçimini sağlar. He was born in Konya in 1969 and grew up in Ankara. He lived in Istanbul, Fethiye, Lapta, Nicosia and Bodrum / Yahsi Yalı. He worked as a waitress, DJ, salesman, bartender, electrical technician, editor and journalist. Between 1985-1995 he mostly lived in sleeping bags. In the 1990s he was a part of, Radio Arkadas, Çalıntı, Express, Müzük and Express magazines. He writes in conventional media and on various internet sites. He is one of the founders of Siberalem.com, Idefix.com, Overteam Publications and Ağaçkakan Publications. Now he is mostly working with content and advertising agency Overteam Ltd as managing partner.

Peter Fossick

Peter Fossick hizmet tasarımı, dönüştürücü inovasyon ve geleceği öngörme konusunda uzmanlaşmış bir tasarım lideridir. ABD, Avrupa, Orta Doğu ve Kuzey Afrika, Çin ve Avustralya’da pek çok sektörden hem en üst düzey küresel oyuncular hem de genç inovatif şirketlerle çalışmış, insan odaklı yenilikçi hizmetler tasarlamıştır. Peter bugün yapay zekayı ve entegre platform teknolojilerini hizmet-ürün döngüsünde inovasyon yaratmak için kullanan yenilikçi iş çözümleri sunmak için Avrupa’da IBM ile işbirliği yapıyor. Kullanıcılar, akıllı acenteler ve kurumların çevremizdeki dünyayı değiştirmek için sezgiler ve tasarım uygulamalarını kullanarak birlikte çalışabilecekleri “Oyun Sahalarına” uygulanan “Oyun kitaplarını” oluşturan birleşik yaklaşımlarla ilgileniyor. Peter Fossick is a design leader specialising in service design, transformative innovation and envisioning the future. He has worked across a diverse range of sectors with top tier global corporations as well as start-ups in the USA, Europe, MENA, China and Australia, where he has designed innovative people-centric services. Peter is currently working with IBM in Europe to deliver innovative business solutions that use artificial intelligence and integrated platform technologies to deliver innovation in the service-product continuum. He is interested in federated approaches in the way people, intelligent agents and organisations can work together to change the world around us using insights and design practices that are combined to form ‘Playbooks’ that are applied in ‘Playgrounds’.

Süha Derbent

30 yıldır fotoğrafçılık yapan Süha Derbent, 1963 yılında İstanbul’da doğdu. İskandinavya’dan Madagaskar’a, Sri Lanka’dan Kanada’ya kadar 80’den fazla ülkede çalıştı. Özellikle de büyük kediler diye adlandırılan hayvanların peşinde dünyanın çeşitli ülkelerini gezerek fotoğraflar çekti, projeler hazırladı. 2015 yılında Ruanda görsel arşivini oluşturma projesinde 10 gün dağ gorili aileleriyle yaşadı. İlk kitabı “Yüz Yüze” 2002, ikinci kitabı “The Willd Side of KENYA’nın Yaban Yüzü” 2016 yılında yayınlandı. Süha Derbent, TAV Turizm “Nature by Süha Derbent” markası altında vahşi yaşam fotografçılığı, seyahat organizasyonu ve hayvan davranışı konularında kişi ve kurumlara danışmanlık hizmeti vermekte, kişiye özel seyahat organizasyonları ve kurumsal projeler hazırlamaktadır. Born in Istanbul in 1963, Süha Derbent has been working as a professional photographer for 30 years. He worked in over 80 countries. Chasing wildlife and particularly animals known as big cats, he traveled across a number of countries and took photographs. He lived with a family of mountain gorillas for 10 days in 2015.His first book “Face to Face” (2002), the second one “The Wilde Side of Kenya” (2016). Derbent also provides consultancy services and organizes customized travel packages for individuals looking to visit wildlife areas across the world. Derbent has been writing for the Sunday supplement of Vatan newspaper (Travel with Süha Derbent).

Yonca Tokbaş

Yazar. 2 çocuk annesi. İngilizce, Fransızca bilir. Türlü çeşit kurumsalda, yurtiçinde ve yurtdışında, türlü çeşit milletten insanla çalışmışlığı var. Bunalıma girdi de öyle koşmaya başladı. Koştukça TEGV, TOG, TOFD, TEMA için bağışlar topladı. Arıları tanıdı, tanıyınca çok sevdi. Çektikleri acıları gördü ve arıları kurtarmak için harekete geçti. Bi şeyi sevince, onun için hayatta her şeyi yapabileceğini anladı. Aktivist. Koştukça koşuyor. Maraton yetmedi, Ultra Maraton koşmaya başladı. Yazdıkça da yazıyor. Basılmış 1, basılacak 3 kitabı var. Kalbinin sesini dinlemeye, o an içinden ne gelirse, ve sırf canı istediği ve sevdiği için o şeyi yapmaya inanıyor. Açık kalpli, insanı yüreklendiren bir umut verici. Writer. Activist. Mother of 2. English and French speaker. Worked with people of different nationalities in various multinational companies both in Turkey and as an expat. Was depressed. Started running. Raised funds for various NGOs such as TEGV, TOG, TOFD, TEMA in Turkey by running. She met the bees. Loved them. Discovered how they suffer and die, so started a movement to save them across the country. Came to understand that if you love something, you would do anything for it. She started with marathons and is now running ultra-marathons. Has 1 book already published, 3 to be published soon. Is writing more and more. Is a columnist in Believes in listening to her heart, and doing what it says at that very moment just because she wants to do it. Is an open-hearted hope giver.

Zeynep Karagöz

1999’da Mimar Sinan Üniversitesi Mimarlık bölümünden mezun oldu. 2001 yılından itibaren kurucu ortağı olduğu KOMA Mimarlık Atölyesi’nde iç mekân ve mimarlık projeleri yaptı. 2008’de tasarım ajansı 5 dakika ile KOMA birleşerek deneyim tasarımı hizmetleri vermeye başladı. 5 dakika ile fiziksel ve dijital ortamda mekan, ürün, süreç, hizmet ve etkinlik tasarımı yapıyor. Maker Çocuk markasının kurucularından Zeynep Karagöz kendini bir PRO-MAKER olarak tanımlıyor. Maker Atölye çatısı altında Maker kültürünü yaymak ve geliştirmek için projeler ve eğitimler düzenliyor. El ve parmak deformasyonlu çocuklar için başlattıkları Robotel Türkiye projesini şimdi bir STK olarak uygulamaya devam ediyor. She graduated from Mimar Sinan University - Architecture in 1999. She has designed architectural and interior design projects in KOMA Architecture Agency which she co-founded in 2001. In 2008 KOMA merged with 5 dakika and started to give experience design services. Having co-founded Maker Çocuk (Maker Kids) Zeynep Karagöz defines herself as a PRO-MAKER. She manages projects and workshops in Turkey’s first and biggest Makerspace to expand and cultivate the Maker Movement. She is currently managing Robotel Türkiye - initially a 5 dakika project - which is now an official NGO that gives 3d printed hands to kids with finger and hand deformation.

Zeynep Kurmuş Hürbaş

Ankara doğumlu, bir süre İstanbul’da yaşadıktan sonra lisede ABD’ye taşındı. Mount Holyoke College’da Antropoloji ve Medya İletişim okudu, New York’ta reklam ajanslarında çalıştı. 2001’den beri İstanbul’da yaşıyor. Dostları, dayanışma ağları ve mahalle dernekleriyle beraber mültecilerle ilgili sivil oluşumlarla gönüllü çalışıyor. Koç Okulu’nda Kurumsal İletişim Müdürü, boyundan uzun iki çocuk annesi. Born in Ankara, Zeynep moved to İstanbul, then the United States in high school. She studied Anthropology and Media Communications at Mount Holyoke College and worked in advertising agencies and has been living in İstanbul since 2001. She works with solidarity networks, friends, and neighborhood associations on issues affecting refugees in İstanbul. She is the Head of Communications at The Koç School, and has two teenage sons who are now taller than her.

Organizing team

Ali
Ustundag

Istanbul, Turkey
Organizer
  • Efe Ersoy
    Post production